Nitelikli Hizmet

Deneyim

Etkin Savunma

Sancaktepe Boşanma Avukatı 2025

Sancaktepe Boşanma Avukatı boşanma davalarında müvekkilinin menfaatini en yüksek seviyede koruyarak, müvekkilinin boşanma talebini en hızlı şekilde yerine getirir. Sancaktepe Boşanma Avukatı hem anlaşmalı boşanma hem de çekişmeli boşanma davalarında müvekkillerine hukuk hizmeti sağlamaktadır. Bu hizmetler arasında anlaşmalı boşanma avukatı olarak sürecinizi tam, hızlı, etkili olarak yürütürken çekişmeli boşanma davalarında da nafaka, tazminat, velayet haklarınızı talebinize uygun şekilde kazanmanızı sağlayacaktır.

Sancaktepe Boşanma Avukatı, boşanma, nafaka, velayet, kadın hakları konusunda deneyimli ve bilgi sahibi olmalı ve güncel gelişmeleri takip etmelidir. Avukat Abdullah YILDIZ, İstanbul boşanma avukatı olarak Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi almış ve boşanma avukatı olarak mesleki faaliyetlerine devam etmektedir. İstanbul boşanma avukatı, Aile Mahkemelerinde görülen boşanma ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin hukuk davalarında müvekkilin hukuki uyuşmazlığını en etkili şekilde çözüme kavuşturur. Uzmanlık alanımız olan Boşanma Hukuku alanında müvekkillerimize sürecin sonuna kadar gerekli avukatlık ve danışmanlık hizmetini sağlamaktayız. Sancaktepe Boşanma Avukatı olarak İstanbul Anadolu ve İstanbul Avrupa yakasında avukatlık hizmeti sunmaktayız. 

İstanbul’daki boşanma davalarında yargılamanın, adliyelerin çalışma yükü dikkate alındığında Türkiye’deki diğer illerden daha uzun sürdüğü görülmektedir. İstanbul boşanma avukatı olarak, müvekkil ile doğru iletişim ve delillerin temini ile davaya doğrudan katkı sağlayacak, mümkün olan en kısa sürede haklarınız korunarak boşanmanızı sağlayacaktır. Bu sebeple boşanma davası avukatınızın boşanma konusunda uzman avukat olması gerekir. Uzmanlık, hukuk alanında yüksek lisans tahsili yaparak elde edilir. Boşanma davaları; kişinin hayatına doğrudan etki eden psikolojik olarak yıpratıcı ve avukat içinde yoğun mesai harcaması gereken dava türleridir. Bu sebeple en iyi avukat olduğunu düşündüğünüz boşanma avukatı ile hukuki sürecinizi takip etmelisiniz

Boşanma davaları, taraflar için duygusal ve hukuki açıdan zorlu bir süreçtir. Bu süreçte Sancaktepe Boşanma Avukatı rehberliği ile tarafların haklarının korunması ve adil bir sonuca ulaşılması açısından büyük önem taşır.

Sancaktepe Boşanma Avukatı‘nın hukuki bilgi ve deneyimi boşanma davaları, mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi birçok hukuki konuyu kapsar. İstanbul Boşanma Avukatı müvekkilinin haklarını ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde bilir ve bu doğrultuda en iyi stratejiyi belirler. Bu sayede, müvekkilinin hak kaybına uğraması engellenir.

Boşanma süreci, taraflar için duygusal açıdan oldukça yıpratıcı olabilir. Sancaktepe Boşanma Avukatı, bu süreçte profesyonel bir bakış açısı sunarak, müvekkilinin duygusal yükünü hafifleterek, duygusal kararlar almasını engeller. Böylece, daha rasyonel ve hukuki zeminde ilerleyen bir süreç kazandırarak müvekkilinin haklarını korumayı amaçlar.

Sancaktepe Boşanma Avukatı, müzakere ve anlaşma sağlama yetisi ile taraflar arasında anlaşma sağlanması konusunda önemli bir rol oynar. Müzakere becerileri ve hukuki bilgisi sayesinde, tarafların menfaatlerine uygun bir anlaşma zemini oluşturabilir. Anlaşmazlık durumunda ise, müvekkilini en iyi şekilde temsil ederek, mahkeme sürecinde avantaj sağlar.

Sancaktepe Boşanma Avukatı, boşanma davalarında, hukuki belgeleri doğru ve eksiksiz bir şekilde hazırlanması kritik öneme sahiptir. Dava dilekçesi, delil listesi gibi belgeleri usulüne uygun olarak hazırlar ve mahkeme sürecini yakından takip ederek sürecin hızlı ve sorunsuz ilerlemesini, müvekkilinin haklarını en etkili şekilde elde etmesini sağlar.

Bu nedenle boşanma davalarında avukatın etkisi hem hukuki hem de psikolojik açıdan çok önemlidir. Profesyonel Sancaktepe Boşanma Avukatı, tarafların haklarını koruyarak, sürecin adil ve doğru bir şekilde sonuçlanmasına katkıda bulunur. Bu nedenle, boşanma sürecinde bir avukatla çalışmak, taraflar için önemli bir avantaj sağlar.

Boşanma süreci, her iki taraf için de zorlayıcı ve streslidir. Bu sürecin nasıl yürütüleceği, boşanma kararının ardından taraflar arasında yapılacak anlaşmaya bağlıdır. Boşanma süreci, anlaşmalı boşanma veya çekişmeli boşanma olarak iki farklı şekilde gerçekleşebilmektedir.

Anlaşmalı Boşanma: Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanmanın tüm koşulları üzerinde uzlaşmaya vardığı bir süreçtir. Taraflar, mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi konularda ortak bir karara ulaştığında, anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Bu süreç genellikle daha kısa ve taraflar arasında daha az duygusal yıpranmaya yol açan bir yöntemdir. Anlaşmalı boşanmanın en büyük avantajı, tarafların karşılıklı rızasıyla ve mahkemeye sundukları protokol doğrultusunda hızlı bir şekilde sonuca ulaşılabilmesidir.

Çekişmeli Boşanma: Çekişmeli boşanma ise, tarafların boşanma koşulları üzerinde anlaşamadığı durumlarda gündeme gelir. Mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi konularda uzlaşma sağlanamıyorsa, bu hususlar mahkeme tarafından karara bağlanır. Çekişmeli boşanma davaları genellikle daha uzun sürer ve taraflar arasında daha fazla gerilim yaratır ve psikolojik olarak yıpratıcı niteliktedir. Ancak, uzlaşmanın mümkün olmadığı durumlarda, tarafların haklarını koruma adına çekişmeli boşanma en uygun çözüm olabilir. Çekişmeli boşanma davası devam ederken tarafların anlaşmaya varması halinde davanın anlaşmalı boşanmaya çevrilmesi de mümkündür.

Sancaktepe Boşanma Avukatı olarak, boşanma hususunda hangi yöntemin seçileceği, tarafların durumu ve isteklerine göre belirlenerek haklarını etkili şekilde kazanımını sağlamaktır. Her iki durumda da profesyonel hukuki destek almak, hakların korunması ve sürecin doğru yönetilmesi açısından oldukça önemlidir.

İster anlaşmalı ister çekişmeli boşanma davası talebinde bulunan Sancaktepe Boşanma Avukatı olmaksızın yürütülen davalarda taraflar hukuki bilgi eksikliğinden ötürü telafi edilmesi imkânsız veya zor zararlar ortaya çıkmaktadır. Hukuki olarak kesinleşen kararlara karşı itiraz hakkı bulunmadığını hatırlatarak boşanma davanıza ilişkin dava ve danışmanlık alabilmek için Sancaktepe Boşanma Avukatı ile iletişime geçerek hukuki destek almak oldukça faydalı olacak ve haklarınızın korunmasını sağlayacaktır. 

Boşanma Hukuku Alanında Sunmuş Olduğumuz Hizmetlerin Tamamını Görmek İçin Bağlantıya Tıklayabilirsiniz!

İstanbul Boşanma Avukatı, müvekkilini hukuki süreç boyunca temsil eder, dava dosyasını hazırlar, mahkemede müvekkilinin haklarını savunur ve boşanma sürecinin adil bir şekilde sonuçlanması için gerekli tüm hukuki işlemleri gerçekleştirir. Ayrıca, müvekkilinin boşanma süreci boyunca yaşadığı stres ve belirsizlikleri azaltmak için danışmanlık hizmeti de sunar.

 

Boşanma davası açmak için eşlerden birinin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair gerekçeleri bulunmalıdır. Bu gerekçeler, aldatma, şiddet, terk, güven sarsıcı davranışlar veya eşler arasında ciddi uyumsuzluk gibi nedenler olabilir. Anlaşmalı boşanma için ise, eşlerin boşanma, mal paylaşımı, nafaka ve velayet gibi tüm konularda anlaşmaya varmaları gereklidir.

Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma süreciyle ilgili tüm konularda (mal paylaşımı, nafaka, velayet vb.) anlaşmaya vararak mahkemeye başvurdukları bir dava türüdür. Anlaşmalı boşanma için evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı ve her iki tarafın da boşanmayı kabul etmesi gerekmektedir. Taraflar, bir protokol düzenleyerek bu anlaşmayı yazılı hale getirirler ve bu protokol mahkemeye sunulur.

 

Boşanma davasının süresi, davanın türüne ve tarafların tutumuna bağlı olarak değişir. Anlaşmalı boşanma davaları genellikle birkaç ay içinde sonuçlanırken, çekişmeli boşanma davaları delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve diğer hukuki süreçler nedeniyle bir yıl veya daha uzun sürebilir.

Çekişmeli boşanma davalarında, öncelikle dava dilekçesi hazırlanır ve karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı tarafın cevabı alındıktan sonra, mahkeme delilleri inceler, tanıkları dinler ve gerekirse uzman raporları alır. Bu süreç sonunda mahkeme, boşanma ve diğer konular hakkında karar verir.

 

Evlilik süresince edinilen mallar, mal rejimine göre paylaştırılır. Türkiye’de 2002 yılından itibaren yasal mal rejimi olarak “edinilmiş mallara katılma” rejimi uygulanmaktadır. Bu rejime göre, evlilik süresince edinilen mallar eşler arasında eşit olarak paylaştırılır. Ancak, tarafların farklı bir mal rejimi sözleşmesi yapmış olmaları durumunda, bu sözleşmeye göre paylaşım yapılır.

Velayet, çocuğun yüksek yararı gözetilerek, genellikle çocuğun en iyi bakımı sağlayabilecek tarafa verilir. Mahkeme, velayet konusunda karar verirken, çocuğun yaşı, eğitim durumu, anne-baba arasındaki ilişki ve çocuğun ihtiyaçlarını dikkate alır. Ayrıca, çocuk belli bir yaşa geldiğinde, mahkeme çocuğun görüşünü de dikkate alabilir.

Evet, boşanma davasında nafaka talep edilebilir. Eşlerden biri, boşanma nedeniyle maddi olarak zor durumda kalacaksa, diğer eşten nafaka talep edebilir. Nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumu ve boşanmanın taraflar üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından belirlenir.

Hayır, boşanma sürecinde avukat tutmak zorunlu değildir; ancak, hukuki haklarınızın korunması ve sürecin doğru bir şekilde yürütülmesi için bir boşanma avukatından destek almak son derece önemlidir. Boşanma sürecinin karmaşıklığı göz önüne alındığında, deneyimli bir avukatın rehberliği, en iyi sonucun elde edilmesine yardımcı olabilir.

 

Boşanma kararı kesinleştikten sonra, aynı sebeple tekrar boşanma davası açılamaz. Ancak, mal paylaşımı, velayet veya nafaka gibi konularda yeni deliller veya koşullar ortaya çıkarsa, bu konularla ilgili yeni davalar açılabilir.

Boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsıldığını veya diğer boşanma sebeplerini kanıtlamak için çeşitli deliller kullanılabilir. Bunlar arasında tanık ifadeleri, yazılı belgeler, fotoğraflar, mesajlar, sosyal medya paylaşımları, sağlık raporları ve gerektiğinde özel dedektif raporları yer alabilir. Ancak, delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir.

Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların boşanma ile ilgili tüm konularda anlaşmaya vardıkları hususları içeren yazılı bir belgedir. Bu protokolde, mal paylaşımı, çocukların velayeti, nafaka, tazminat gibi konular net bir şekilde belirtilmelidir. Protokolün hukuka uygun ve tarafların haklarını koruyacak şekilde hazırlanması için bir avukatın yardımı faydalı olacaktır.

 

Eşlerden biri boşanma davası açtıktan sonra, diğer eş de karşı dava açabilir. Karşı dava, ilk dava ile aynı süreçte görülür ve genellikle dava dilekçesinin tebliğinden sonra belirli bir süre içinde açılması gerekir. Karşı dava, davalının kendi taleplerini öne sürmesini sağlar.

 

Boşanma davasında, mahkeme harçları, avukatlık ücretleri ve gerekirse bilirkişi veya uzman görüşü için ek masraflar ortaya çıkabilir. Anlaşmalı boşanmalarda masraflar genellikle daha düşük olurken, çekişmeli boşanmalarda süreç uzadığı için masraflar artabilir. Ayrıca, bazı durumlarda mahkeme, taraflardan birinin diğerinin masraflarını karşılamasına karar verebilir.

 

Evet, boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat, evlilik sürecinde maddi zarara uğrayan tarafın bu zararının karşılanmasını amaçlar. Manevi tazminat ise, evlilik sırasında yaşanan haksız fiiller veya psikolojik zararlar nedeniyle talep edilebilir. Tazminat talepleri, boşanma davası sürecinde mahkemeye sunulmalıdır.

 

Nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumları, çocukların ihtiyaçları ve yaşam standartları göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından belirlenir. Nafaka miktarı, zamanla değişen koşullar nedeniyle artırılabilir, azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir. Taraflardan biri nafakanın değiştirilmesini talep ederse, bu konuda mahkemeye başvurabilir.

 

Boşanma davası sırasında mahkeme, çocuğun velayeti kime verildiyse, diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını belirler. Bu hak, çocuğun yararına olacak şekilde düzenlenir ve belirli günlerde veya tatillerde çocukla görüşmeyi içerir. Taraflar bu konuda anlaşamazsa, mahkeme, çocuğun psikolojik durumu ve ebeveynlerin koşullarını göz önünde bulundurarak bir düzenleme yapar.

 

Yurt dışında yaşayan bir eşe karşı boşanma davası açılabilir. Bu durumda, dava dilekçesi ve diğer belgeler yurt dışında bulunan eşe tebliğ edilmelidir. Tebligat işlemleri, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştirilir. Yurt dışında yaşayan eş, boşanma davasına katılmak için vekil tayin edebilir veya duruşmalara uzaktan katılma talebinde bulunabilir.

 

Mahkeme, çocuğun velayeti konusunda karar verirken, çocuğun belli bir yaşa ve olgunluğa gelmiş olması durumunda, onun görüşünü de dikkate alabilir. Genellikle, 8-12 yaş ve üzeri çocukların görüşlerine başvurulur. Ancak mahkeme, çocuğun çıkarlarını her zaman ön planda tutar ve nihai kararı buna göre verir.

 

Boşanma davası, eşler arasında boşanmayı gerektirecek ciddi bir nedenin bulunmaması, delillerin yetersiz olması veya mahkemenin evlilik birliğinin devam edebileceğine kanaat getirmesi durumunda reddedilebilir. Ayrıca, anlaşmalı boşanma davalarında tarafların anlaşmaya varamaması durumunda da dava reddedilebilir.

 

Boşanma süreci devam ederken, mahkeme geçici tedbir kararları alabilir. Bu kararlar, tarafların ve çocukların boşanma süreci boyunca korunmasını amaçlar. Örneğin, geçici nafaka, geçici velayet düzenlemeleri veya evin kullanımına ilişkin kararlar verilebilir. Bu kararlar, dava sonuçlanana kadar geçerli olur ve taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından verilir.

 

Evet, boşanma davasında elektronik deliller kullanılabilir. Mesajlar, e-postalar, sosyal medya yazışmaları gibi dijital veriler, boşanma nedenlerini veya diğer iddiaları destekleyen deliller olarak sunulabilir. Ancak bu delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi gereklidir, aksi takdirde mahkeme bu delilleri kabul etmeyebilir.

 

Evet, sosyal medya paylaşımları boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Örneğin, bir eşin sadakatsizlik iddiasını desteklemek için sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar mahkemeye sunulabilir. Ancak bu delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi ve mahkemeye sunulması önemlidir.

 

Evet, evlilik sözleşmesi veya mal rejimi sözleşmesi, boşanma durumunda geçerlidir. Bu sözleşme, tarafların evlilik öncesinde veya sırasında yaptığı, malların nasıl paylaşılacağını belirleyen bir anlaşmadır. Boşanma sürecinde, bu sözleşme hükümleri doğrultusunda mal paylaşımı yapılır.

 

Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin birlikte yaşamaya devam etmesi mümkündür; ancak bu durum, boşanma sürecini ve mahkemenin kararını etkileyebilir. Mahkeme, eşlerin hala birlikte yaşamaya devam etmesi durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair iddiaları daha dikkatli değerlendirebilir.

 

Boşanma kararı kesinleştikten sonra, tarafların itiraz etme hakkı sınırlıdır. Ancak, boşanma kararına itiraz etmek veya kararı temyiz etmek için belirli bir süre vardır. Eğer bu süre zarfında itiraz edilmezse, karar kesinleşir ve yeniden dava açılamaz. Yeni deliller veya hukuka aykırılık durumlarında ise, kararın bozulması talep edilebilir.

 

Evet, çekişmeli boşanma sürecinde taraflar, dava süreci devam ederken uzlaşmaya varabilirler. Eğer taraflar aralarındaki anlaşmazlıkları çözmeyi başarırsa, çekişmeli dava anlaşmalı boşanmaya dönüşebilir ve süreç daha hızlı tamamlanabilir. Uzlaşma, tarafların hukuki ve mali haklarını korumak için bir avukatın rehberliğinde yapılmalıdır.

 

Tanıklar, boşanma davasında önemli bir rol oynayabilirler. Mahkeme, evlilik süresince tarafların davranışlarını, boşanma nedenlerini ve diğer iddiaları destekleyen tanık ifadelerini dikkate alır. Tanıklar, tarafların aile üyeleri, arkadaşları veya komşuları olabilir. Ancak, tanıkların tarafsız ve güvenilir olması, mahkemenin kararını etkileyebilir.

 

Evet, boşanma davalarında gizlilik talep edilebilir. Taraflar, mahkemeden davanın gizli olarak görülmesini talep edebilirler. Mahkeme, davanın hassasiyetine ve tarafların mahremiyetine zarar verebilecek durumları dikkate alarak bu talebi değerlendirebilir. Gizlilik kararı alındığında, dava dosyasına yalnızca taraflar ve avukatları erişebilir.

 

Boşanma sürecine girmeden önce veya dava sırasında, taraflar evlilik danışmanlığına başvurabilirler. Danışmanlık, evlilik sorunlarını çözme ve boşanmanın önüne geçme amacını taşıyabilir. Mahkemeler de bazı durumlarda taraflara uzlaşmaları veya sorunları çözmeleri için evlilik danışmanlığına başvurmalarını önerebilir. Danışmanlık sonucunda taraflar boşanmaktan vazgeçebilir veya daha bilinçli bir şekilde boşanma kararı alabilirler.

 

Tedbir nafakası, boşanma süreci devam ederken ekonomik olarak zor durumda olan eşe veya çocuklara verilen geçici bir nafaka türüdür. Mahkeme, boşanma davası boyunca eşlerin ve çocukların geçimini sağlamak amacıyla bu nafakanın ödenmesine karar verebilir. Tedbir nafakası, dava sonuçlanana kadar geçerlidir ve nihai karar verildiğinde son bulabilir veya kalıcı bir nafakaya dönüştürülebilir.

 

Evlilik dışı doğan çocukların velayeti, boşanma davasında velayet konularında genel kurallara tabidir. Çocuğun velayeti, biyolojik anne veya baba tarafından talep edilebilir ve mahkeme, çocuğun en yüksek yararını gözeterek karar verir. Evlilik dışı çocukların velayetiyle ilgili olarak, annenin velayet hakkı genellikle öncelikli kabul edilir, ancak babanın da belirli koşullarda velayet talebinde bulunma hakkı vardır.

 

Boşanma davası sırasında, taraflardan birinin yurt dışına çıkışının kısıtlanması mümkündür. Bu, özellikle çocukların kaçırılma riskine karşı alınan bir tedbir olabilir. Mahkeme, böyle bir kısıtlama talebini değerlendirirken tarafların ve çocukların haklarını ve güvenliğini göz önünde bulundurur. Kısıtlama kararı verildiğinde, ilgili kişi pasaportunu teslim etmek zorunda kalabilir ve yurt dışına çıkışı engellenebilir.

 

Boşanma sonrasında, velayeti paylaşan ebeveynler çocuklarının eğitim, sağlık ve genel bakımına ilişkin kararları birlikte almak zorundadır. Mahkeme, tarafların çocukla ilgili karar alma süreçlerinde eşit şekilde yer almasını sağlayacak düzenlemeler yapabilir. Ancak, taraflar arasında anlaşmazlık yaşanırsa, mahkeme, çocuğun yararına olacak şekilde nihai kararı verir.

 

Evet, boşanma davalarında duygusal zararlar nedeniyle manevi tazminat talep edilebilir. Bu tazminat, eşlerden birinin diğerine karşı işlediği haksız fiil veya ağır kusurlar nedeniyle yaşanan psikolojik travmalar ve duygusal zararlar için talep edilir. Mahkeme, manevi tazminat miktarını belirlerken tarafların yaşadığı olayları, kusur durumlarını ve zararların boyutunu dikkate alır.

 

Boşanma süreci, çocuklar üzerinde duygusal ve psikolojik etkiler yaratabilir. Ebeveynler arasındaki çatışmalar, çocuklarda güven kaybı, kaygı ve depresyon gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, boşanma sürecinde çocukların duygusal ihtiyaçlarına özel bir önem verilmelidir. Ebeveynler, çocuklarının bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için uzlaşmacı ve destekleyici bir yaklaşım benimsemelidir.

 

Boşanma sonrası eşler arasında nafaka yükümlülüğü, mahkemenin belirlediği süreye bağlı olarak devam eder. Nafaka, alacaklı eşin ekonomik durumu düzelene kadar veya alacaklı eş yeniden evlenene kadar sürebilir. Ayrıca, nafaka alacaklısının vefat etmesi veya mali koşulların değişmesi gibi durumlarda nafaka ödemesi sonlandırılabilir veya yeniden düzenlenebilir.

 

Boşanma sonrasında, evlilik sırasında alınan soyadını değiştirmek isteyen taraf, mahkemeye başvurarak eski soyadını geri alabilir. Ancak, çocukların soyadı boşanma sonrasında değişmez ve çocuğun soyadı, velayeti alan ebeveynin soyadıyla aynı kalır. Soyadı değişikliği talebi, boşanma davası sırasında veya sonrasında yapılabilir.

 

Boşanma sonrasında çocukların eğitim masrafları, velayeti alan ebeveyn ile diğer ebeveyn arasında paylaştırılır. Mahkeme, tarafların gelir durumunu ve çocuğun eğitim ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bu masrafların nasıl karşılanacağını belirler. Eğitim masrafları, nafaka ödemesine dahil edilebilir veya ayrı bir ödeme şeklinde düzenlenebilir.

Boşanma davalarında, ebeveynlerin çocuklarına karşı olan yükümlülükleri devam eder. Bu yükümlülükler arasında, çocuğun bakımını sağlamak, eğitim masraflarını karşılamak, duygusal destek vermek ve genel olarak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak yer alır. Mahkeme, ebeveynlerin bu yükümlülüklerini nasıl yerine getireceklerine dair düzenlemeler yapar ve her iki tarafın da sorumluluklarını yerine getirmesini sağlar.

 

Boşanma sonrası mal paylaşımı, eşler arasında yapılan mal rejimi sözleşmesine veya yasal mal rejimine göre yapılır. Türkiye’de yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. Evlilik süresince edinilen mallar, taraflar arasında eşit şekilde paylaştırılır. Ancak, taraflar arasında yapılan özel bir mal rejimi sözleşmesi varsa, paylaşım bu sözleşmeye göre yapılır.

 

Boşanma davasında, taraflardan biri, evin kullanım hakkının kendisine verilmesini talep edebilir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını, çocukların velayet durumunu ve diğer etkenleri göz önünde bulundurarak evin kimin kullanımına bırakılacağına karar verir. Bu karar, genellikle çocukların velayetini alan ebeveyn lehine olur.

 

Dini nikah, Türkiye’deki boşanma davalarında hukuki bir geçerliliğe sahip değildir. Boşanma davası, yalnızca resmi nikahla evlenen çiftler arasında açılabilir.

 

Boşanma davası sırasında verilen nafaka veya tazminat gibi ödemeler yapılmazsa, alacaklı taraf icra takibi başlatabilir. İcra takibi, mahkemenin vermiş olduğu karara dayanarak yapılır ve ödeme yükümlülüğü olan tarafın mal varlığına el konulmasını içerebilir. İcra takibi, icra daireleri aracılığıyla yürütülür.

 

Boşanma sonrasında, eşlerin ortak borçları, mal paylaşımı sırasında dikkate alınır. Mahkeme, borçların taraflar arasında nasıl paylaştırılacağına karar verirken, her iki tarafın mali durumunu ve borcun kaynağını değerlendirir. Genellikle, borçlar da mal varlığı gibi eşit şekilde paylaştırılır, ancak bazı durumlarda tarafların borca katkılarına göre farklı bir düzenleme yapılabilir.

 

Boşanma sonrasında, çocukların soyadı değiştirilmek istenirse, bu talep mahkemeye sunulmalıdır. Mahkeme, bu talebi çocuğun yararını gözeterek değerlendirir. Ancak, velayeti alan ebeveynin soyadı değişse bile, çocuğun soyadının değiştirilmesi için mahkeme kararı gereklidir.

 

Boşanma davasında verilen karara itiraz etmek isteyen taraf, kararın tebliğinden itibaren belirli bir süre içinde istinaf veya temyiz yoluna başvurabilir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye yapılırken, temyiz başvurusu Yargıtay’a yapılır. Mahkeme kararı, üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilir ve kararın bozulması ya da onanması sağlanabilir.

 

Boşanma sürecinde eşlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı tutumları, mahkemenin kararını etkileyebilir. Özellikle, tarafların birbirlerine karşı sergiledikleri kötü davranışlar, hakaretler veya şiddet olayları, mahkemenin kusur durumunu değerlendirmesinde önemli rol oynar. Ayrıca, çocukların velayeti konusunda ebeveynlerin tutumları da mahkeme tarafından dikkate alınır.

 

Velayeti kaybeden ebeveyn, çocuğuyla düzenli olarak kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Bu hak, mahkeme tarafından belirli bir düzenlemeye bağlanır ve genellikle çocuğun en iyi şekilde yararlanacağı şekilde uygulanır. Velayeti kaybeden ebeveynin, çocuğun eğitim, sağlık ve genel durumu hakkında bilgi alma hakkı da devam eder.

 

Boşanma sonrası ebeveynlerin yeni bir evlilik yapması, çocukların yaşamını etkileyebilir. Bu durum, çocuğun yeni bir aile yapısına uyum sağlamasını gerektirebilir. Mahkeme, yeni evliliğin çocuğun yaşamına olumsuz bir etkisi olup olmadığını değerlendirebilir ve velayet veya kişisel ilişki düzenlemelerini buna göre yeniden gözden geçirebilir.

 

Evet, boşanma davalarında velayet paylaşımı mümkündür. Ebeveynler, çocukların bakım ve eğitimi konusundaki sorumlulukları paylaşarak ortak velayet düzenlemesi yapabilirler. Mahkeme, bu düzenlemenin çocuğun yararına olup olmadığını değerlendirir ve ona göre karar verir.

 

Boşanma davası açmak için bir dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Dilekçede boşanma sebepleri, deliller, nafaka ve velayet talepleri gibi hususlar ayrıntılı olarak belirtilmelidir. Dilekçe, avukat yardımıyla hazırlanması önerilir, böylece hukuki süreçte bir hata yapılmaz.

 

Boşanma davası için gerekli belgeler arasında nüfus cüzdanı fotokopisi, evlilik cüzdanı, varsa mal paylaşımı ve nafaka taleplerini destekleyen belgeler bulunur. Ayrıca, boşanma nedenlerini kanıtlayan deliller (fotoğraflar, mesajlar, tanık beyanları) de sunulmalıdır.

 

Boşanma davasının süresi, davanın çekişmeli mi yoksa anlaşmalı mı olduğuna bağlıdır. Anlaşmalı boşanmalar genellikle birkaç ay içinde sonuçlanırken, çekişmeli boşanmalar yıllar sürebilir. Tarafların talepleri ve mahkemenin yoğunluğu da bu süreyi etkileyebilir.

 

Boşanma davalarında, çocukların velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri konusunda görüşleri dikkate alınabilir. Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların kendi isteklerini belirtmeleri mümkündür. Ancak nihai karar, çocuğun en yüksek yararı gözetilerek mahkeme tarafından verilir.

 

Eşlerden birinin yurt dışında yaşadığı durumlarda da boşanma davası açılabilir. Türkiye’de ikamet eden eş, davayı Türkiye’de açabilir ve yurt dışındaki eşe dava tebligatı gönderilir. Yurt dışındaki eşin duruşmalara katılması zorunlu değildir, vekalet vererek temsil edilebilir.

 

Boşanma davasında kocanın kadına karşı şiddet uygulaması, boşanma nedenleri arasında önemli bir yer tutar. Mahkeme, bu durumu dikkate alarak kocanın ağır kusurlu olduğunu belirleyebilir ve kadına tazminat, nafaka gibi haklar tanıyabilir.

 

Kadının çalışıyor olması, nafaka miktarını etkileyebilir. Eğer kadın kendi geçimini sağlayacak yeterli gelire sahipse, mahkeme nafaka ödemesine karar vermeyebilir veya nafaka miktarını düşük tutabilir. Ancak kadının geliri, geçimini sağlamaya yetmiyorsa nafaka ödenmesine karar verilebilir.

 

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların evliliği sürdürülemez hale getirmesini ifade eder. Bu, geçimsizlik, şiddet, sadakatsizlik gibi durumları kapsar ve boşanma sebebi olarak kabul edilir. Mahkeme, bu durumda boşanmaya karar verebilir.

 

Boşanma davasında, taraflardan birinin ekonomik durumu iyi olduğu veya ağır kusurlu olduğu durumlarda nafaka verilmez. Örneğin, sadakatsizlik nedeniyle boşanan bir eş, nafaka talep edemez. Ayrıca, tarafların kendi geçimlerini sağlayabilecek gelirleri varsa, nafaka ödenmesine gerek görülmeyebilir.

 

Boşanma davasında tedbir talepleri, dava dilekçesi ile birlikte veya dava sürecinde ayrı bir dilekçe ile mahkemeye sunulabilir. Tedbir talepleri, geçici velayet, nafaka, konutun tahsisi gibi geçici önlemleri kapsar. Mahkeme, bu talepleri değerlendirerek karar verir.

 

Boşanma sonrasında nafaka ödemeleri, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, ekonomik durumunun düzelmesi veya nafaka borçlusunun mali koşullarının kötüleşmesi gibi durumlarda sonlandırılabilir. Bunun için mahkemeye başvurulması ve değişen koşulların belgelenmesi gerekir.

 

Boşanma sürecinde taraflardan biri mal kaçırmaya çalışıyorsa, diğer taraf tedbir kararı aldırarak mal varlığının korunmasını sağlayabilir. Mahkeme, mal kaçırma girişimlerini önlemek için tarafların mal varlıklarına tedbir koyabilir ve paylaşım sürecini güvence altına alır.

 

Maddi tazminat, boşanma sürecinde uğranılan maddi zararın karşılanması amacıyla talep edilir. Bu, özellikle boşanma nedeniyle işini kaybeden, maddi desteğini kaybeden veya mal varlığını kaybeden taraflar için geçerlidir. Mahkeme, maddi tazminat miktarını tarafların mali durumlarını ve zararın boyutunu değerlendirerek belirler.

 

Manevi tazminat, boşanma sürecinde yaşanan duygusal ve psikolojik zararların telafi edilmesi amacıyla talep edilir. Özellikle sadakatsizlik, şiddet veya hakaret gibi durumlarda manevi tazminat talebi yapılabilir. Mahkeme, manevi tazminat miktarını tarafların yaşadığı olayları ve bu olayların etkisini dikkate alarak belirler.

 

Boşanma sonrasında evlilik birliği içinde edinilen araçlar, diğer mallar gibi eşit şekilde paylaştırılır. Taraflar, araçların kime kalacağını kendi aralarında kararlaştırabilir veya mahkeme kararına bırakabilir. Mahkeme, araçların değerini belirleyerek taraflar arasında dengeyi sağlayacak bir paylaşım yapar.

 

Zina iddiasında bulunmak için delil toplamak, boşanma davasında önemli bir unsurdur. Zina delilleri arasında mesajlar, fotoğraflar, tanık beyanları ve otel kayıtları gibi belgeler bulunabilir. Ancak bu delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesi ve sunulması gereklidir.

 

Boşanma davalarında, çocukların psikolojik durumu uzmanlar tarafından değerlendirilir. Mahkeme, çocuğun velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri konusunda karar verirken bu değerlendirmeleri dikkate alır. Çocukların en iyi şekilde korunması ve desteklenmesi için gerekli tedbirler alınır.

 

Boşanma davasında tanıklar, tarafların iddialarını desteklemek amacıyla dinlenir. Tanıklar, mahkeme tarafından belirlenen tarihlerde duruşmalara çağrılır ve ifadeleri zapta geçirilir. Tanık ifadeleri, mahkemenin kararında önemli bir rol oynayabilir.

 

Boşanma davasında hakim değişikliği talep etmek mümkündür. Taraflar, hakimin tarafsız olmadığına veya davaya objektif olarak bakamayacağına inanıyorsa, reddi hakim talebinde bulunabilirler. Bu talep, gerekçeleriyle birlikte mahkemeye sunulmalı ve mahkeme tarafından değerlendirilmelidir.

 

Boşanma davasında, çocukların eğitimi mahkeme tarafından dikkate alınır ve velayet düzenlemelerinde önemli bir faktör olarak değerlendirilir. Çocukların eğitim masrafları, taraflar arasında paylaştırılabilir ve mahkeme, çocukların eğitimine ilişkin kararlar alabilir.

 

Eşlerden biri kaybolmuşsa veya uzun süre iletişim kurulamıyorsa, boşanma davası açmak yine de mümkündür. Mahkeme, kayıp eşin bulunması için gerekli tedbirleri alabilir ve dava sürecini sürdürebilir. Ayrıca, kayıp eşin miras hakları da bu süreçte dikkate alınır.

 

Boşanma sonrasında, çocukların yurt dışına çıkışı velayet sahibi ebeveynin iznine bağlıdır. Ancak, diğer ebeveynin de onayı gerekebilir. Mahkeme, yurt dışı çıkış izni konusunda karar verirken, çocuğun yararını gözetir.

 

Boşanma sonrasında, çocukların velayetinin değiştirilmesi mümkündür. Velayet sahibi ebeveynin çocuğa yeterince iyi bakamadığı veya çocuğun çıkarlarına aykırı davrandığı durumlarda, diğer ebeveyn velayetin değiştirilmesi için mahkemeye başvurabilir.

 

Evet, boşanma davasında zina sebebiyle manevi tazminat talep edilebilir. Zina, boşanma sebepleri arasında ağır bir kusur olarak kabul edilir ve mağdur taraf, bu durumdan kaynaklanan manevi zararları için tazminat isteyebilir.

 

Boşanma davalarında kusur oranı, tarafların evlilik sürecinde yaptıkları hatalar ve ihlaller üzerinden değerlendirilir. Mahkeme, her iki tarafın davranışlarını inceleyerek kusur oranını belirler ve bu oran, nafaka, tazminat gibi taleplerin karara bağlanmasında etkili olur.

 

Boşanma sonrası kadın, evlilik süresince kullandığı soyadını değiştirmek isteyebilir. Bunun için nüfus müdürlüğüne başvurarak soyadı değişikliği talebinde bulunması yeterlidir. Ancak, çocukların soyadı değişikliği için mahkeme kararı gereklidir.

 

Boşanma davalarında sunulan delillerin hukuki geçerliliği, delillerin nasıl elde edildiğine ve davayla olan bağlantısına göre değerlendirilir. Delillerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi durumunda, mahkeme bu delilleri dikkate almayabilir.

 

Boşanma sonrası nafaka miktarının arttırılması mümkündür. Nafaka alan taraf, geçim zorluğu yaşadığı veya mali durumunun kötüleştiği durumlarda mahkemeye başvurarak nafaka miktarının artırılmasını talep edebilir. Mahkeme, bu talebi değerlendirerek karar verir.

 

Boşanma davasında, çocukların ikametgahı velayet sahibi ebeveynin ikamet ettiği yer olarak belirlenir. Ancak, çocukların okul durumu ve diğer sosyal ihtiyaçları da dikkate alınarak, mahkeme tarafından farklı bir ikametgah düzenlemesi yapılabilir.

 

Boşanma davalarında, eşlerin sosyal medya kullanımı delil olarak kullanılabilir. Özellikle, sadakatsizlik veya diğer ihlallerin kanıtlanması amacıyla sosyal medyadaki paylaşımlar, mesajlar veya fotoğraflar mahkemeye sunulabilir.

 

Taraflar, boşanma konusunda anlaşmaya varmışsa, anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Bu durumda, mahkeme süreci daha kısa ve basit olur. Tarafların tüm konularda anlaşmış olmaları gereklidir ve anlaşma protokolü mahkemeye sunulmalıdır.

 

Boşanma davası sonuçlandığında, tarafların birbirlerine miras hakkı kalmaz. Ancak, boşanma süreci tamamlanmadan önce eşlerden biri vefat ederse, diğer eş miras hakkına sahip olur. Boşanma sonrasında, taraflar birbirlerinin mirasçısı olamazlar.

 

Boşanma sürecinde çocuklar için geçici velayet, mahkemeye başvurarak alınabilir. Geçici velayet, boşanma süreci boyunca çocukların bakım ve eğitiminin hangi ebeveyn tarafından üstlenileceğini belirler ve dava sonuçlanana kadar geçerli olur.

 

Boşanma davalarında, eşlerin aileleri arasındaki çatışmalar davayı etkileyebilir. Özellikle, ailelerin taraflardan birine baskı yapması veya çatışmaları körüklemesi, davanın çekişmeli hale gelmesine neden olabilir. Mahkeme, ailelerin tutumlarını dikkate alarak karar verebilir.

 

Boşanma sonrası çocukların yurt dışında eğitim görmesi, velayet sahibi ebeveynin izni ve diğer ebeveynin onayı ile mümkündür. Mahkeme, çocuğun yararını gözeterek bu durumu değerlendirir ve uygun görürse izin verebilir.

 

Boşanma sürecinde, taraflardan biri evlilik birliğinin korunması amacıyla uzlaşma talebinde bulunabilir. Bu talep, mahkeme tarafından dikkate alınabilir ve taraflara uzlaşma için süre tanınabilir. Ancak, uzlaşma sağlanamaması durumunda boşanma davası devam eder.

 

Boşanma davasında, karşı taraf kendisine yönelik iddialara karşı kendi iddialarını ileri sürmek için karşı dava açabilir. Karşı dava, aynı davada değerlendirilir ve mahkeme, her iki tarafın taleplerini birlikte karara bağlar.

 

Boşanma davasında evlilik birliğinin sona erdirilmesi için zorunlu sebepler arasında zina, terk, şiddet, hakaret, hapis cezası gibi durumlar yer alır. Bu sebepler, mahkeme tarafından değerlendirilir ve evlilik birliğinin sona erdirilmesi kararlaştırılabilir.

 

Boşanma davasında eşlerin finansal durumları, mahkeme tarafından ayrıntılı olarak incelenir. Gelir beyanları, banka hesapları, mal varlıkları ve borçlar gibi unsurlar değerlendirilir ve nafaka, mal paylaşımı gibi kararlar bu verilere göre verilir.

 

Boşanma davalarında, çocukların sağlık durumu velayet ve kişisel ilişki düzenlemelerinde önemli bir faktör olarak değerlendirilir. Mahkeme, çocuğun sağlık ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapar ve bu ihtiyaçların karşılanması için gerekli tedbirleri alır.

 

Boşanma davalarında tarafların uzlaşma toplantısına katılması zorunlu değildir, ancak uzlaşma toplantıları tarafların anlaşmazlıklarını çözmeleri için önemli bir fırsat sunar. Uzlaşma sağlanamaması durumunda dava süreci devam eder.

 

Boşanma davasında tanıkların mahkemeye gelmesi gerekebilir. Tanıklar, mahkeme tarafından belirlenen tarihlerde duruşmalara katılarak ifadelerini verirler. Tanıkların duruşmaya gelmesi, tarafların iddialarının doğrulanması açısından önemlidir.

 

Boşanma davasında, eşlerin yaşadığı evin kimin üzerine olacağı mal paylaşımı kapsamında belirlenir. Mahkeme, evin değerini ve tarafların mali durumunu dikkate alarak, evin kime tahsis edileceğine karar verir veya evin satılmasına ve bedelin paylaşılmasına hükmeder.

 

Boşanma sonrasında çocukların okul masrafları, taraflar arasında paylaştırılabilir. Mahkeme, velayet sahibi ebeveynin gelir durumu ve diğer ebeveynin maddi gücünü değerlendirerek, masrafların nasıl karşılanacağına karar verir.

 

Boşanma sonrasında, çocukların sosyal aktivitelere katılımı, velayet sahibi ebeveyn tarafından düzenlenir. Ancak, diğer ebeveynin de bu süreçte aktif rol oynaması ve çocukların sosyal hayatını desteklemesi beklenir.

 

Boşanma davasında eşlerin çalışma durumları, nafaka, mal paylaşımı ve diğer mali yükümlülükler konusunda önemli bir faktör olarak değerlendirilir. Mahkeme, eşlerin gelirlerini ve çalışma koşullarını dikkate alarak adil bir karar verir.

 

Boşanma davalarında çocukların yaşı, velayet kararlarını etkileyebilir. Özellikle küçük çocuklar, anne bakımına daha fazla ihtiyaç duyabilirken, ergenlik çağındaki çocukların kendi tercihleri daha fazla dikkate alınabilir.

 

Boşanma davasında mahkeme kararına itiraz eden taraf, istinaf veya temyiz yoluna başvurabilir. Bu süreçler, kararın bir üst mahkemede yeniden incelenmesini sağlar. İstinaf ve temyiz süreçleri, belirli süreler içinde yapılmalı ve hukuki dayanaklarla desteklenmelidir.

 

Boşanma sonrasında çocukların velayeti, koşulların değişmesi durumunda yeniden değerlendirilebilir. Velayet sahibi ebeveynin çocuğa yeterince iyi bakamadığı veya çocuğun çıkarlarına aykırı davrandığı durumlarda, diğer ebeveyn velayet değişikliği talebinde bulunabilir.

 

Yasal haklarınızın korunması için gerek emniyet gerekse adliye aşamasındaki ceza hukuku alanında 7/24 bizimle iletişime geçebilirsiniz. 

Bize mesaj gönder

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.

Profesyonel Hukuki Danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Adres

Mehmet Akif Mah. Fatih Bulvarı No:145 K.3 D.4 Sultanbeyli İstanbul/Turkey

Çalışma Saatleri

Pazartesi - 08.30 / 19.00
Salı - 08.30 / 19.00
Çarşamba - 08.30 / 19.00
Perşembe - 08.30 / 19.00
Cuma - 08.30 / 19.00
Cumartesi - 13.00 / 19.00

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.