Bize Ulaşın!
Tekerrür Nedir?
Tekerrür, bir kişinin daha önce işlediği bir suç nedeniyle mahkûm edilmiş olmasına rağmen, tekrar bir suç işlemesi durumunda, önceki mahkumiyetinin ceza infazı sırasında dikkate alınmasıdır. Tekerrür kavramı, failin topluma yeniden kazandırılması sürecinde bir başarısızlığı ve kamu düzeni için tehlike teşkil etmeye devam ettiğini gösterir. Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesi ile düzenlenen suçta tekerrür, failin yeni suçunda daha ağır bir ceza almasına ve infaz sürecinin mükerrirlere özgü rejim kapsamında farklı uygulanmasına yol açar. Tekerrür, suçla mücadele ve caydırıcılık sağlama amacıyla kullanılan bir yöntemdir.
Suçta Tekerrürün Hukuki Niteliği
Suçta tekerrür, cezalandırmanın niteliğinde özel bir statü yaratır. Tekerrürün hukuki niteliği, failin kişisel durumunu değerlendirmeye dayanan, dolayısıyla onun daha önceki mahkumiyetlerini ve suça eğilimlerini dikkate alarak, cezayı ve infaz sürecini ağırlaştıran bir unsurdur. Tekerrür, failin yeniden suç işlemesi durumunda, daha önce aldığı ceza ile caydırılmamış olduğunu varsaydığı için, yeniden ceza verilmesini haklı kılar. Bu doğrultuda, tekerrür cezanın ağırlığını artıran bir nitelik taşısa da asıl amacı toplumu tehlikeden korumak ve suç işleme eğiliminde olan kişilerin rehabilitasyonunu daha sıkı koşullarda gerçekleştirmektir.
Suçta Tekerrür Hükümlerinin Uygulanma Şartları
Tekerrür hükümlerinin uygulanması, belirli koşullara bağlanmıştır. Bu koşullar yerine getirilmediği sürece tekerrür hükümleri uygulanamaz. İşte bu şartlar:
-
- Önceki Mahkumiyetin Kesinleşmesi: Suçta tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için failin önceki mahkumiyeti kesinleşmiş olmalıdır. Bu, yargılama sürecinin bitmiş ve mahkûmiyet kararının temyiz veya itiraz yollarından geçmiş olması gerektiği anlamına gelir.
-
- Yeni Suçun İşlenmesi: Failin önceki mahkumiyetinden sonra, yeni bir suç işlemiş olması gerekmektedir. Eğer fail, önceki mahkumiyetle ilgili ceza çekme sürecinde başka bir suç işlerse, tekerrür hükümleri bu durumda devreye girer.
-
- Suçlar Arasındaki Süre: Tekerrür hükümlerinin uygulanması için, önceki mahkumiyetten sonra yeni suçun belirli bir süre içinde işlenmiş olması gerekir. TCK’ya göre bu süre beş yıldır. Bu sürenin dolması durumunda, failin suç işleme eğiliminden kurtulduğu varsayılarak tekerrür hükümleri uygulanmaz.
-
- Suçun Niteliği: Tekerrür hükümlerinin uygulanması için işlenen suçların belirli bir nitelikte olması gerekir. Hafif nitelikteki suçlar veya adli para cezaları tekerrür kapsamında değerlendirilmez.
01.06.2005 Tarihinden Önce ve Sonra İşlenen Suçlarda Tekerrür
01.06.2005 tarihi, Türk Ceza Kanunu’nda önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten önce işlenen suçlarda eski Ceza Kanunu hükümleri uygulanırken, bu tarihten sonra işlenen suçlar için yeni Ceza Kanunu hükümleri devreye girer. Bu durum, özellikle tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından önemlidir. Örneğin, 2005 öncesinde işlenen suçlar için uygulanan cezaların tekerrür açısından değerlendirilmesi, yeni dönemde işlenen suçlar için uygulanan cezalardan farklı olabilir.
TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, ceza hukukunda tekerrür hükümleri daha sistematik hale getirilmiş, mükerrirler için infaz rejimi yeniden düzenlenmiştir. Ancak, kanunların geriye yürütülmesi ilkesine aykırı olacağı için, 2005’ten önce işlenmiş suçlarda, yeni kanun hükümlerinin uygulanmaması esastır.
Suçta Tekerrür Hükümlerinin Uygulanamayacağı Haller
Suçta tekerrür hükümleri, her suç için ve her durumda uygulanmaz. Bu durumun başlıca istisnaları şunlardır:
-
- Adli Para Cezaları: Adli para cezaları, tekerrüre esas alınmaz. Bir kişi, daha önce bir suç nedeniyle sadece adli para cezası aldıysa, bu ceza tekerrür hükümlerinin uygulanmasına yol açmaz.
-
- Yaşı Küçük Suçlular: Suçu işlediği dönemde yaşı küçük olan suçlular (18 yaş altı), tekerrür hükümlerine tabi tutulmaz. Bu, çocukların suç işleme eğilimlerinin yetişkinler gibi değerlendirilmemesi ve onlara daha rehabilite edici bir yaklaşım uygulanması gerektiğine dair bir ilkedir.
-
- Ertelemeli Cezalar: Erteleme kararı verilen mahkumiyetler de tekerrüre esas alınmaz. Erteleme, failin belirli bir süre boyunca suç işlememesi şartıyla, mahkumiyetin infaz edilmemesini öngören bir tedbirdir. Bu nedenle erteleme süresi içinde işlenen suçlar, tekerrür hükümlerine tabi tutulmaz.
-
- Suçun Zamanaşımına Uğraması: Zamanaşımına uğrayan suçlar, tekerrür hükümlerine esas teşkil etmez. Bir suçun zamanaşımına uğraması durumunda, artık bu suçla ilgili mahkûmiyet hükmü verilemez ve tekerrür hükümleri de uygulanamaz.
Ceza Hukukunda Suçta Tekerrürün Sonuçları
Suçta tekerrür, cezanın niteliğini ve infaz şeklini doğrudan etkiler. Tekerrür hükümlerinin uygulanmasıyla, faile daha ağır bir ceza verilir ve infaz rejimi de daha sıkı olur. Suçta tekerrürün en önemli sonuçları şunlardır:
-
- Cezanın Ağırlığının Artması: Tekerrür hükümleri çerçevesinde, yeni suç işleyen failin cezası artırılır. Örneğin, basit bir hapis cezası yerine ağırlaştırılmış hapis cezası verilebilir.
-
- Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi: Suçta tekerrür, infaz sürecini de etkiler. Mükerrir suçlular, cezaevinde daha uzun süre kalırlar ve denetimli serbestlik gibi infaz rejimi kolaylıklarından yararlanamazlar. Bu süreçte, failin suç işleme eğilimleriyle daha etkin bir şekilde mücadele edilmeye çalışılır.
-
- Denetimli Serbestlik ve Şartlı Tahliye Hakkının Kısıtlanması: Mükerrir suçlular, infazın belirli aşamalarında yararlanılan şartlı tahliye ve denetimli serbestlikten faydalanamazlar. Şartlı tahliye süresinin daha uzun olması veya denetimli serbestliğe geçişin daha zorlaştırılması, mükerrirlerin cezalarının büyük bölümünü kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesine neden olur.
Tekerrür ve Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi
Mükerrirlere özgü infaz rejimi, suç işleme eğiliminde olan kişilere daha ağır cezai yaptırımlar uygulanmasını sağlayan bir mekanizmadır. Bu infaz rejimi kapsamında, mükerrir suçluların cezaevinde geçirecekleri süre uzatılır, denetimli serbestlik ve şartlı tahliye hakları sınırlandırılır. Ayrıca, bu kişiler rehabilitasyon sürecinde daha sıkı kontrol altında tutulurlar.
Mükerrirlere özgü infaz rejiminin temel amacı, suç işleme eğiliminde olan kişilerin topluma kazandırılmasını sağlamak ve kamu düzenini korumaktır. Bu rejimde, failin suç işlemeye olan eğilimi göz önünde bulundurularak, cezaların caydırıcı olması ve toplum güvenliğinin sağlanması hedeflenir. Bu bağlamda, infaz sırasında failin suç eğilimi yakından izlenir ve tekrar suç işlemesinin önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınır.
Tekerrür ve Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi
Mükerrirlere özgü infaz rejimi, failin tekrar suç işlemesi nedeniyle uygulanır ve normal infaz rejiminden daha katı kuralları içerir. Bu rejimin amacı, mükerrir suçluların suç işleme eğilimlerini engellemeye yönelik ek tedbirler almaktır. Mükerrirlere yönelik özel infaz rejimi, yalnızca cezanın süresini uzatmakla kalmaz, aynı zamanda failin cezaevi içerisindeki sosyal faaliyetlere katılımı, çalışma koşulları ve dışarıyla olan bağlantılarında da sıkı düzenlemeler getirir.
Mükerrirler, infazlarının büyük bölümünü kapalı ceza infaz kurumlarında geçirirler ve şartlı tahliye gibi haklardan daha geç yararlanabilirler. Ayrıca, mükerrirler için denetimli serbestlik uygulaması zorlaştırılmıştır. Bu süreçteki temel amaç, suçu tekrarlayan kişilerin topluma yeniden entegrasyonunu sağlamadan önce onların tehlike arz etmeyeceğinden emin olmaktır. Bu nedenle, infaz rejimi mükerrir suçluların daha uzun süre cezaevinde kalmasını sağlar.
Ceza Hukukunda Suçta Tekerrür ve Ek Savunma
Suçta tekerrür hükümlerinin uygulanmasında failin savunma hakları da önemli bir yere sahiptir. Yargılama sürecinde, sanığın suçta tekerrür nedeniyle cezalandırılacağı belirtilmeli ve buna yönelik ek savunma hakkı tanınmalıdır. Eğer fail, önceki bir mahkumiyeti nedeniyle suçta tekerrür hükümleriyle karşı karşıya kalıyorsa, bu duruma karşı savunma yapma hakkına sahip olmalıdır.
Failin, kendisine uygulanan tekerrür hükümlerine karşı yapacağı savunmada, önceki mahkumiyetin yanlış ya da geçersiz olduğu veya aradaki sürenin dolduğu gibi unsurları dile getirme imkânı vardır. Yargıtay kararlarına göre, ek savunma hakkı verilmeden yapılan bir yargılama süreci hukuka aykırıdır ve bu tür bir eksiklik, adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edilir.
Müebbet Ağır Hapis Cezası ve Tekerrür Halinde İnfaz
Müebbet hapis cezası, suçun ağırlığına göre verilen en yüksek cezadır. Suçta tekerrür durumu söz konusu olduğunda, müebbet hapis cezasına çarptırılan failin cezası, mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulur. Bu durum, failin müebbet hapis cezasını infaz ederken şartlı tahliye hakkını daha geç kullanmasına ve infaz sürecinde daha ağır koşullarla karşı karşıya kalmasına neden olur.
Mükerrir suçlu, müebbet hapis cezasında infaz sürecinin neredeyse tamamını kapalı cezaevinde geçirir. Bu süreçte failin topluma kazandırılması için yapılan rehabilitasyon çalışmaları daha sıkı kontrol altında tutulur ve failin dış dünyayla olan temasları kısıtlanır. Şartlı tahliye gibi haklardan yararlanmak için cezaevinde iyi hal göstermesi ve suç işleme eğilimlerinin azaldığının ispatlanması gerekir.
Tekerrür (TCK m.58) Hükmünün Uygulamasına Esas Mahkumiyetin Gösterilmemesi
Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için mahkeme kararında önceki mahkumiyetin açık bir şekilde belirtilmesi gerekir. Eğer mahkeme, tekerrüre esas olan mahkumiyeti kararında göstermezse, bu durumda suçta tekerrür hükümleri uygulanamaz. Tekerrüre dayanak oluşturan mahkumiyetin, hangi suça ilişkin olduğu, hangi tarihte kesinleştiği ve cezanın ne olduğu gibi bilgiler, mahkeme kararında açıkça yer almalıdır.
Bu hususun eksik bırakılması, Yargıtay tarafından bozma nedeni olarak kabul edilmektedir. Mahkemelerin tekerrür hükümlerini doğru bir şekilde uygulayabilmesi için, önceki mahkumiyetin detaylarının eksiksiz olarak gösterilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, failin hakları ihlal edilmiş olur ve adil bir yargılama süreci yürütülmez.
Örgüt Mensubu Suçlu Hakkında TCK m.58 Mahkumiyetin Kanuni Sonucudur
Terör veya suç örgütlerine mensup olan kişiler hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması, TCK m.58 kapsamında bir zorunluluktur. Örgüt mensubu suçlular, suç işleme eğilimleri nedeniyle toplum için daha büyük bir tehdit olarak kabul edilirler ve bu nedenle daha ağır cezalar ve infaz koşullarıyla karşı karşıya kalırlar.
Örgüt mensubu suçluların tekerrür hükümleri çerçevesinde cezalandırılması, onların topluma kazandırılmasının daha zor olduğu varsayımına dayanır. Bu kişilere uygulanan infaz rejimi, örgüt ile olan bağlarını tamamen kopardıklarından emin olunana kadar daha sıkı ve uzun bir süreç içerir.
Kesin Nitelikteki Adli Para Cezası Tekerrüre Esas Alınmaz
Adli para cezası, suçun ağırlığına göre verilen hafif bir ceza türüdür. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için adli para cezaları esas alınmaz. Yani bir kişi, sadece adli para cezasına çarptırıldıysa, bu ceza daha sonraki bir suç işlenmesi durumunda tekerrüre esas teşkil etmez.
Bunun nedeni, adli para cezalarının suçu tekrarlama eğilimini yeterince gösteren bir ceza olarak kabul edilmemesidir. Ceza hukuku açısından tekerrür, daha çok hapis cezasına dayalı mahkumiyetlerde uygulanır çünkü hapis cezası, failin suçu tekrar işleme potansiyelini daha net bir şekilde ortaya koyar.
Adli Sicil Kaydında Ertelemeli Ceza Hükmü ve Tekerrür Şartları
Bir mahkûmiyet kararı, ceza ertelemeli olarak verilmişse, bu karar tekerrüre esas teşkil etmez. Ertelemeli ceza, failin belirli bir süre boyunca suç işlememesi durumunda cezasının infaz edilmemesini öngören bir uygulamadır. Bu nedenle, erteleme süresi içinde suç işlenmediği takdirde, failin bu cezaya ilişkin adli sicil kaydı tekerrür hükümlerinin uygulanması için dikkate alınmaz.
Ancak, erteleme süresi sona ermeden yeni bir suç işlenirse, bu durumda tekerrür hükümleri devreye girer. Yani fail, yeni bir suç işlediğinde, önceki ertelemeli ceza mahkumiyeti de tekerrür hükümleri kapsamında değerlendirilir ve cezalandırmada ağırlaştırıcı bir unsur olarak dikkate alınır.
Ek Savunma Verilmeden Tekerrür Hükümleri Uygulanamaz
Ceza yargılamasında suçta tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için sanığa ek savunma hakkı tanınması zorunludur. Ek savunma hakkı, failin önceki mahkumiyeti nedeniyle daha ağır bir cezaya çarptırılacağı durumlarda, bu duruma karşı savunma yapma fırsatıdır. Fail, önceki mahkumiyetin geçerliliği, süre aşımı gibi unsurlara itiraz edebilir.
Ek savunma hakkı verilmeden mahkemenin tekerrür hükümlerini uygulaması, hukuka aykırı kabul edilir ve bu durum kararın bozulmasına yol açar. Yargıtay içtihatlarına göre, ek savunma yapılmaması durumunda adil yargılanma ilkesi ihlal edilmiş sayılır ve bu eksikliğin giderilmesi gerekir.
Adli Para Cezası Hakkında Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi Uygulanamaz
Adli para cezasına çarptırılan failler için mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanamaz. Çünkü adli para cezaları, hapis cezasına göre daha hafif bir yaptırımdır ve bu cezaların infazı, mükerrirlere yönelik ağırlaştırıcı infaz tedbirlerini gerektirmez.
Adli para cezalarının ödenmesi halinde, infaz süreci sona erer ve failin ceza infaz kurumuna alınmasına gerek kalmaz. Bu nedenle, mükerrir suçlulara uygulanan kapalı infaz rejimi ve denetimli serbestlik gibi uygulamalar adli para cezalarına tabi kişiler için geçerli değildir.
Tekerrür Halinde Denetimli Serbestlik Tedbiri
Tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, failin cezası infaz edilirken denetimli serbestlikten yararlanması daha sınırlı olur. Denetimli serbestlik, failin suç işleme eğilimlerini kontrol altında tutmak ve topluma geri kazandırılmasını sağlamak amacıyla uygulanan bir sistemdir. Ancak suçta tekerrür hali söz konusu olduğunda, bu tedbir daha sıkı ve kısıtlayıcı şekilde uygulanır.
Mükerrir suçlular, denetimli serbestlikten yararlanabilmek için cezaevinde geçirdikleri süreyi iyi halle tamamlamak zorundadır. Ayrıca denetimli serbestlik sürecinde daha yakın takip altına alınırlar. Cezaevi süreci boyunca olumlu bir tutum sergileyen fail, denetimli serbestliğe geçiş yapabilse de, tekerrür durumunda bu süreç daha sıkı kurallarla denetlenir.
Denetimli serbestlik tedbiri kapsamında mükerrir suçlular, toplum içerisinde daha fazla gözlem ve denetime tabi tutulurlar. Onların rehabilitasyon süreçleri, suç geçmişleri nedeniyle daha uzun sürebilir ve topluma entegrasyonları daha zorlu bir süreç olabilir. Bu sebeple, denetimli serbestlik uygulaması mükerrir suçlular için caydırıcı nitelikte ek tedbirler ve yükümlülükler içerebilir.
Koşullu Salıverme Kararı Veren Mahkeme Tekerrür Halinde Denetim Süresi Belirlemelidir
Tekerrür hükümleri kapsamında koşullu salıverme kararı verildiğinde, mahkemenin denetim süresini belirlemesi gerekmektedir. Bu süreçte mahkeme, failin topluma uyum sağlaması ve suç işleme eğilimlerinin azalması için denetim süresini dikkate almalıdır. Tekerrür durumunda denetim süresi normal şartlara göre daha uzun olabilir. Bunun amacı, failin tekrar suç işleyip işlemediğinin daha uzun süre kontrol edilmesi ve topluma uyum sağlayıp sağlamadığının denetlenmesidir.
Denetim süresi, koşullu salıverme şartlarının bir parçası olarak mahkeme kararıyla belirlenir ve bu süre zarfında fail, belirli yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır. Eğer bu yükümlülükler ihlal edilirse, denetim süresi uzatılabilir veya fail tekrar cezaevine gönderilebilir.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejiminde Denetim Süresi Nasıl Belirlenir?
Mükerrirlere özgü infaz rejiminde, denetim süresi normal ceza infaz rejimlerinden daha uzun olarak belirlenir. Denetim süresi belirlenirken failin suç işleme geçmişi, tehlikelilik derecesi ve rehabilitasyon sürecinde gösterdiği ilerleme göz önünde bulundurulur. Mükerrir suçlular için denetim süresi daha sıkı ve uzun bir süreç içerir, çünkü bu kişilerin topluma yeniden kazandırılma süreci daha dikkatli bir şekilde yürütülmelidir.
Denetim süresinin uzunluğu, mahkemenin takdir yetkisine bağlıdır, ancak genellikle failin cezaevindeki tutum ve davranışları, topluma uyum sağlayıp sağlamadığı gibi unsurlar bu sürenin belirlenmesinde etkili olur. Mükerrir suçluların denetim süresinde, toplum içerisindeki faaliyetleri daha yakından izlenir ve gerekirse sosyal hizmet uzmanları tarafından ek destek sağlanabilir.
Esas Kararı Veren Mahkeme İnfazdan Sonraki Denetimli Serbestlik Süresini Belirleyemez
Mahkemeler, esas kararı verdikten sonra infazdan sonraki denetimli serbestlik süresini belirleyemezler. Bu görev, infaz süreciyle ilgilenen infaz hâkimliklerine aittir. Esas mahkemesi yalnızca cezayı verir ve infaz aşamasında uygulanacak denetimli serbestlik süreleri infaz hâkimliği tarafından düzenlenir. Bu düzenleme, yargılamanın ve infazın birbirinden bağımsız süreçler olmasından kaynaklanır.
Denetimli serbestlik süresi, failin cezasını tamamlamasından sonra toplumda nasıl bir rehabilitasyon süreci geçireceğine karar veren infaz hâkimlikleri tarafından belirlenir. Bu süre zarfında failin yükümlülüklerine uyup uymadığı takip edilir ve gerektiğinde bu sürenin uzatılması ya da yeniden cezaevine dönmesi söz konusu olabilir.
Kararda Tekerrüre Esas Hapis Cezası Gösterilmelidir
Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, kararda tekerrüre esas olan hapis cezası açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, önceki mahkumiyetin hangi suça dayandığını, cezanın ne olduğunu ve hangi tarihte kesinleştiğini kararda net bir şekilde ifade etmelidir. Bu bilgiler olmadan, tekerrür hükümleri hukuka uygun bir şekilde uygulanamaz.
Yargıtay’ın bu konuda verdiği kararlar, tekerrür hükümlerinin doğru ve eksiksiz bir şekilde uygulanabilmesi için bu bilgilerin kararda bulunması gerektiğini belirtmektedir. Aksi takdirde, yargılama sürecinde eksiklik olduğu kabul edilerek karar bozulabilir.
İkinci Kez Tekerrür Hükümlerinin Uygulanacağının Kararda Belirtilmemesi
Bir kişi ikinci kez suç işlediğinde, tekerrür hükümlerinin uygulanması durumu söz konusu olabilir. Ancak bu hükümlerin uygulanabilmesi için, mahkeme kararında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanacağı açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, sanığın daha önce işlediği suçları ve bu suçlar nedeniyle aldığı cezaları göz önünde bulundurarak, ikinci tekerrür durumunda hangi yaptırımların uygulanacağını belirlemelidir.
Eğer mahkeme kararı, ikinci tekerrür durumunu ve buna dayalı cezalandırmayı içermiyorsa, bu bir yargılama eksikliği olarak kabul edilir ve kararın bozulmasına neden olabilir. İkinci kez tekerrür hükümleri, cezanın daha da ağırlaştırılması ve failin ceza infaz sürecinin daha sıkı bir rejime tabi tutulması anlamına gelir.
Örgüte Üye Olma veya Yardım Etme Suçlarının Zamanaşımı Nedeniyle Düşmesi Halinde İnfaz
Örgüt üyeliği veya örgüte yardım etme suçlarından mahkûm olan kişilerin cezaları, zamanaşımı nedeniyle düşse bile, infaz sürecinde belirli kurallar uygulanabilir. Özellikle terör örgütü mensubu suçlulara yönelik infaz rejimleri, zamanaşımı süresi dolmuş olsa dahi daha sıkı kontrol altında tutulur. Zamanaşımı süresi dolmuş bir suç, failin tamamen cezasız kalacağı anlamına gelmeyebilir. Özellikle ağır suçlarda infaz süreçleri zamanaşımı hükümlerine rağmen uygulanabilir.
Propaganda Suçunda Tekerrür Hükümleri
Propaganda suçları, genellikle düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilse de, belirli durumlarda suç teşkil edebilir. Özellikle terör örgütleriyle bağlantılı propagandalarda suçta tekerrür hükümleri uygulanabilir. Tekerrür hükümleri, propaganda suçunu tekrarlayan failler için daha ağır cezalar öngörür ve infaz süreci daha katı kurallara tabi tutulur.
Propaganda suçlarında tekerrür, failin suçu işlemeye yönelik eğilimlerinin arttığını gösteren bir durumdur. Bu nedenle, ceza hukuku kapsamında tekerrür hükümleri devreye girer ve faile uygulanan cezalar daha uzun süreli ve ağırlaştırıcı olabilir.
Yaşı Küçük Çocuğun İşlediği Suç Tekerrüre Esas Alınamaz
Ceza hukukunda yaşı küçük çocukların işlediği suçlar, tekerrür hükümlerine esas teşkil etmez. Çocuklar, ceza hukuku sistemi içerisinde daha fazla korunur ve işledikleri suçlar nedeniyle ceza infaz süreçleri yetişkinlere göre farklıdır. Yaşı küçük çocukların suç işlemeleri halinde daha çok rehabilitasyon ve eğitime dayalı tedbirler uygulanır. Bu nedenle, çocukların işlediği suçlar nedeniyle tekerrür hükümleri devreye girmez.
Çocuklar, suç işlediklerinde ceza yerine eğitim ve topluma kazandırma süreçlerine dahil edilirler. Bu süreçte onların tekrar suç işlemelerini önlemek amacıyla çeşitli rehabilitasyon programları uygulanır.
Adli Para Cezasına Tekerrür Hükümleri Uygulanamaz
Adli para cezası, genellikle daha hafif suçlar için öngörülen bir yaptırım türüdür ve hapis cezası ile kıyaslandığında, tekerrür hükümlerinin uygulanması için yeterli bir dayanak teşkil etmez. Ceza hukukunda, adli para cezası, hapis cezasının alternatifi olarak öngörülmüş bir ceza türüdür ve failin aynı türde başka bir suç işlemesi halinde, bu cezaya dayanarak tekerrür hükümleri uygulanmaz.
Bu durum, adli para cezalarının, daha hafif suçlar için öngörülmüş olmasından kaynaklanır. Ceza kanunları, ağır suçlar ve hapis cezaları için tekerrür hükümleri düzenlerken, adli para cezaları için aynı yaklaşımı benimsemez. Bu nedenle, adli para cezasına çarptırılan bir kişi, daha sonra başka bir suç işlediğinde, önceki adli para cezası tekerrüre esas alınmaz ve failin tekerrür hükümlerine tabi tutulması mümkün olmaz.
Tekerrür ve Aleyhe Bozma Yasağı
Ceza yargılamasında sanığın lehine olan hükümler uygulanırken, aleyhe bozma yasağı ilkesi devreye girer. Bu ilke, özellikle istinaf veya temyiz incelemelerinde önemli bir koruma sağlar. Eğer bir mahkeme kararı temyiz edilmişse ve bu temyiz sonucunda sanığın lehine bir karar verilmişse, sanığın aleyhine olacak şekilde hükmün bozulması yasaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanacağı davalarda da bu ilke geçerlidir.
Tekerrür hükümlerine tabi bir fail, üst mahkemeye başvurduğunda, aleyhine bir sonuç çıkmaması için aleyhe bozma yasağı ilkesi devreye girer. Eğer daha önce verilmiş olan karar sanık lehine sonuçlanmışsa, temyiz sonucu failin durumu daha da kötüleştirilemez. Bu ilke, ceza hukukunda adaletin korunması ve hukuki güvencenin sağlanması açısından büyük önem taşır.
İkinci Kere Tekerrür Hükümlerinin Uygulanabilmesinin Şartı
Bir failin ikinci kez tekerrür hükümlerine tabi tutulabilmesi için belirli şartların yerine getirilmiş olması gerekir. İlk olarak, failin daha önce kesinleşmiş bir mahkumiyeti bulunmalıdır. İkinci olarak, işlenen yeni suç, önceki mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra işlenmiş olmalıdır. Bu iki koşul sağlandığında, fail ikinci kez tekerrür hükümlerine tabi tutulabilir ve cezası buna göre artırılabilir.
İkinci tekerrür durumunda, cezaların artırılması daha sert olabilir ve infaz rejimi daha sıkı hale getirilebilir. Ayrıca, failin suça yönelik eğilimleri daha ciddi olarak değerlendirilir ve topluma yeniden kazandırılması için daha uzun süreli rehabilitasyon süreçlerine tabi tutulabilir.
Tekerrür Halinde Denetimli Serbestlik Tedbiri
Tekerrür halinde denetimli serbestlik tedbiri, failin cezaevinde geçirdiği süreyi tamamladıktan sonra topluma yeniden kazandırılma sürecinde devreye girer. Ancak tekerrür durumu söz konusu olduğunda, denetimli serbestlik tedbirleri daha sıkı ve kapsamlı hale gelir. Mükerrir suçlular için denetimli serbestlik uygulaması, daha uzun bir takip sürecini ve daha ciddi denetimleri içerebilir.
Denetimli serbestlik sürecinde, mükerrir suçlulara toplum içerisinde yeniden suç işleme eğilimlerini engelleyici programlar uygulanabilir. Bu süreçte sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve diğer uzmanlar devreye girer ve failin rehabilitasyonu sağlanmaya çalışılır. Ancak tekerrür hali nedeniyle denetim süreleri uzatılabilir ve daha sıkı kurallar uygulanabilir.
Müebbet Ağır Hapis Cezası ve Tekerrür Halinde İnfaz
Müebbet hapis cezası, ceza hukukunda en ağır yaptırımlardan biridir ve bu ceza tekerrür hükümlerine tabi olan bir fail için daha da katı bir şekilde uygulanabilir. Tekerrür halinde müebbet hapis cezasının infazı, daha sıkı kurallarla gerçekleştirilir ve failin şartlı tahliye gibi imkanlardan yararlanma ihtimali oldukça sınırlıdır.
Tekerrür halinde müebbet hapis cezasına çarptırılan bir kişi, cezasını infaz sürecinde daha katı bir rejime tabi olarak çeker. Cezaevi koşulları ve denetim süreçleri daha sıkı olur ve failin topluma kazandırılma süreci daha uzun zaman alabilir. Ayrıca, şartlı tahliye ve denetimli serbestlik gibi infaz aşamasında sağlanan imtiyazlardan yararlanması oldukça zor hale gelir.
Tekerrür (TCK m.58) Hükmünün Uygulamasına Esas Mahkumiyetin Gösterilmemesi
Ceza yargılamasında tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki mahkumiyetin net bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Eğer mahkeme kararında tekerrüre esas olan mahkûmiyet gösterilmemişse, bu durum hukuka aykırılık teşkil eder ve kararın bozulmasına neden olabilir. Yargıtay kararlarına göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki mahkumiyetin hangi suça dayandığı ve hangi tarihte kesinleştiği açıkça kararda yer almalıdır.
Mahkemenin bu konuda eksiklik yapması, sanığın aleyhine olacak şekilde hüküm kurulmasına neden olabilir ve yargılama sürecinin hatalı yürütülmesine yol açabilir. Bu nedenle, tekerrür hükümlerinin uygulanmasında önceki mahkumiyetin gösterilmesi zorunlu bir unsurdur.
Örgüt Mensubu Suçlu Hakkında TCK m.58 Mahkumiyetin Kanuni Sonucudur
Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesi, örgüt mensubu suçlular için tekerrür hükümlerinin uygulanmasını düzenler. Bu maddeye göre, örgüt üyeliği veya örgüt suçu işleyen bir fail, suç işlemesi halinde tekerrür hükümlerine tabi tutulur. Bu suçlar, toplum için daha büyük bir tehdit olarak değerlendirildiği için failin cezası daha ağırlaştırıcı hükümlerle uygulanır.
Örgüt mensubu suçluların tekerrür hükümlerine tabi tutulması, onların toplum açısından daha tehlikeli bireyler olarak değerlendirilmesinden kaynaklanır. Ceza infaz süreci bu kişiler için daha uzun olabilir ve cezaevi rejimleri daha sıkı olabilir. Ayrıca, şartlı tahliye ve denetimli serbestlik gibi imkanlardan yararlanmaları daha sınırlıdır.
Kesin Nitelikteki Adli Para Cezası Tekerrüre Esas Alınmaz
Adli para cezasının kesinleşmiş olması, tekerrür hükümlerine esas teşkil etmez. Ceza hukukunda, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için daha önce alınmış olan cezanın hapis cezası olması gerekmektedir. Adli para cezaları, tekerrür hükümlerinin devreye girebilmesi için yeterli bir dayanak oluşturmaz.
Bu durum, adli para cezasının hukuki niteliğiyle bağlantılıdır. Hapis cezası gibi bir özgürlüğü kısıtlayıcı yaptırım olmaması nedeniyle, tekerrür hükümlerine dayanak teşkil etmez. Dolayısıyla, kesinleşmiş bir adli para cezası, failin daha sonra işlediği bir suçta tekerrür hükümlerinin uygulanmasına yol açmaz.
Adli Sicil Kaydında Ertelemeli Ceza Hükmü ve Tekerrür Şartları
Adli sicil kaydında yer alan ertelemeli cezalar, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için dikkate alınmaz. Erteleme kararı verilmiş olan cezalar, infaz edilmediği sürece tekerrür hükümlerine esas teşkil etmez. Ancak erteleme süresi sona erdiğinde ve ceza infaz edilirse, bu cezalar tekerrüre esas olabilir.
Ertelemeli ceza, failin suçu tekrarlamaması ve toplumda belirli bir süre boyunca suç işlemeden yaşamına devam etmesi halinde devreye girer. Eğer fail, erteleme süresi içinde başka bir suç işlemezse, ceza infaz edilmez ve adli sicilden silinebilir. Ancak bu süre içinde yeniden suç işlenirse, erteleme kararı iptal edilir ve ceza infaz edilir, bu durumda tekerrür hükümleri uygulanabilir hale gelir.


